21 Şubat 2014 Cuma

GELECEKTE EĞİTİM






GELECEKTE EĞİTİM


Eğitim bireyin doğumundan ölümüne süregelen bir olgu olduğundan ve politik, sosyal, kültürel ve bireysel boyutları aynı anda içinde bulundurduğundan, tanımının yapılması zor olan bir kavramdır. Kişinin yaşadığı toplum içinde değeri olan , yetenek, tutum ve diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçlerin tümüdür.eğitim türleri formal,informal ve nonformal olarak ele alınır.Eğitim sürecini ele alacak olursak eğer


100 yüzyıl öncesine baktığımızda öğretmenin otorite olduğu öğrencinin de bu durumda hiç şüphesiz ezberlediği bir eğitim sistemiyle karşılaşıyoruz.Klasik sıra düzeniyle oturan öğrenciler kürsüde öğretmenin konuştuğu ya da tahtaya yazdığını not eden soru sormayan,sorgulamayan bir eğitim sistemi vardı ve günümüzde de hala varlığını yer yer devam ettirmektedir. Yeni öğretim anlayışında öğretmen, bilgisiyle öğrenci üzerinde otorite kurmaya çalışmaz. Öğretmen, öğrenme ortamının aktörlerinden sadece biridir. O, öğrenciye rehberlik yapar ve onunla birlikte öğrenen ve araştıran ders arkadaşıdır. Öğrenci ve öğretmen birlikte merak eder. Öğretmen, ders materyallerinin ve kitaptaki bilgileri doğruluğuna güven aşılama yerine, öğrencilerde sorgulayıcı bir anlayışın yerleşmesine gayret eder. Zamanla artık bilgi çağında olduğumuz için


geleceğin eğitimi teknolojiden geçiyor.Öğrenme alanlarını tamamen değiştirecek ve derslikler içinde kullandığımız teknikler tamamen teknoloji bilgi çağının ürünleri olacak.Bilgi toplumunun oluşturacağı geleceğin okullarının, bilgi toplumuna uygun bir ortam olabilmesi için teknolojiyle bağlantılı olması gerekir.Mobil eğitim, çevrim içi eğitim geleceğin kavramları olacak.Teknolojiyle birlikte okulların ve sınıflar kalmayacak yerini gerçek zamanlı sanal sınıfların alacağı bir döneme girecek.Yaparak yaşayarak öğrenme gerçekleşecek.Okullarda sanal gerçeklik laboratuvarları kurulup ve öğrenciler gerçek hayatta deneyimlemedikleri durumları bu laboratuvarlar aracığıyla deneyimleyip gerçek hayatta karşılaştıkları durumlar karşısında hazır hale gelmelidirler.Bu şekilde okul öğrencileri gerçek hayata hazırlama görevini aktif ve başarılı bir şekilde yerine getirmiş olur.Ayrıca teknoloji eğitim öğretim sistemini öyle bir noktaya getirecek ki öğrencilerin dünyanın herhangi bir yerindeki bir başka öğrenci ile işbirliği yapabildiği, önlerindeki sanal objeleri birlikte değiştirebildiği bir sınıf içinde olmalı.Bu sayede masanın üzerinde tek bir basit kaydırma hareketiyle önlerine akacak videolar, sanal araçlar ve milyonlarca online kaynak sayesinde daha çok duyu organı harekete geçecek ve daha çok etkili bir öğretim sistemi olacak. Gelecekte okullar yaşam alanları haline gelecek. Okul sadece bilginin aktarıldığı yer değil, öğrencinin sosyalleştiği, spor ve sanat faaliyetlerini icra ettiği mekanlar haline gelecek. Okullarda proje çalışmaları ön plana çıkacak. Öğrencilerin Okul Hayatında başarılı olmasından ziyade Hayat Okulunda başarılı olması üzerinde yoğunlaşılacak.Tabiki tüm bunlar eğitim ve teknoloji entegrasyonu ile mümkün olur.Fakat teknoloji gelmiş olsada kökten bir çözüm gerekir.Küçük çocuklar düştüklerinde veya masanaın bir köşesine çarptıklarında, morallerini düzeltmek için büyükler hemen halıyı veya masayı döverek görüyor musun, çocuğumun ayağını acıttı tu sana yaklaşımına giriyorlar.Çocuk kendisi masaya çarpmadı canım masa geldi ona çarptı! Sonra da diyoruz ki insanlarımız sorumluluk almıyor hata kabul etmiyor,suçu başkasında arıyor.E öyle yapacak tabiî ki onu öğrendi zira.Temelden değişikliği gerçekleşmedikçe hep bir ayak sakatta kalacak hangi sistem gelirse gelsin


Gelecekteki eğitim sisteminin tasarlanmasındaki çıkış noktası şu; günümüzün başlıca güçlüğü bilginin elde edinmesi değil; elde ettiğimiz bilgiyi sorgulayıp analiz edebilecek nesiller. Yaratıcı ve yenilikçi ekonomiler gelecekteki güç olacak.


KAYNAKÇA: İNTERNETTEKİ MAKALELER


.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder